top of page

Benim Hikayem Nasıl Başladı?

  • Yazarın fotoğrafı: Ekrem Deniz
    Ekrem Deniz
  • 3 gün önce
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 gün önce

Çocukken hislerim güçlü müydü hatırlamıyorum. Ama lise yıllarımda hislerimin güçlenmeye başladığını iyi biliyorum. Sayısalcı olmama rağmen sözel bir bölüm tercih etmiştim. Düşüncem; kolay bir şekilde üniversite okurken, bir yandan da iyi bir yazılımcı olmaktı. Böyle de oldu. İktisat fakültesini okurken yazılım yazıyordum ve çok iyi gelir elde ediyordum. Ailemden para istemeden, çok rahat bir şekilde hem okuyordum hem de sevdiğim işi yapıyordum. Bu süreçte hobilerimden birisi sağlığa iyi gelen ürünleri takviyeleri araştırmak ve alıp denemekti.


Yıllar sonra Bursa’da Aziz Kaya diye birisi ile tanıştım. Aziz Hoca. Vefat edinceye kadar bana rehberlik yaptı. Bursa’da bilinen birisiydi. Siyasetçilerden, ünlülerden kendisine gelenler vardı. Enerji kelimesini ilk defa ondan duydum. Ondan duyunca da araştırmaya başladım. Ben de acaba onun gibi olabilir miyim? İnsanlara yardımcı olabilir miyim diye dertlendim. Aynı dönem eczanelere bitkisel ilaç satışı yapıyordum. Birisi bu ilacı alıp fayda görüp, ofisi aradığında keyif alıyordum. Para kazanmak değil, beni asıl mutlu eden o arayıp da teşekkür eden kişilerdi.


Enerji deyince araştırmalarım ilk durak Reiki olmalı dedi. Ankara Anıttepe’deki bir reiki masterından (Sibel hanım) eğitimler aldım. Ellerimdeki yanmalar. Enerji çıktığında bende bıraktığı his, çok hoşuma gitmişti. Ankara’nın soğuğunda avuçlarımı cama yaslayıp serinliyordum. Ama Reiki ile çocuğumdaki hıçkırığın geçmesi, hemen uykuya dalması ve baş ağrımın hızlı düzelmesi dışında bir fayda göremedim. Benim istediğim Aziz Hocam gibi olmaktı. Sonra internetten bir çok enerji uyumlamalarının eğitimini aldım. Bu süreçte bilmediğim şey, Aziz Hoca’nın bana el verdiğiydi. O el verdikten yaklaşık 3 yıl sonra bende değişimler başladı.


İlk değişim, bir gün ağrılar ve acılar içinde uyanmamdı. Yataktan, eşimin yardımı olmadan kalkamıyordum. Acıdan ve ağrıdan ağlıyordum. Sanki farklı ve adı konmamış bir hastalığa yakalanmışım. 3 gün bu durum sürdü. Aziz hoca ile telefonda konuştum. Bana bazı dualar tavsiye etti. “Ben bu duruma bir şey yapamam. Sabredeceksin.” dedi. Birkaç gün sonra kendime geldim ama kafamda hep bir basınç vardı. Sanki tansiyon hastası oldum.


Takip eden günlerde karşımdaki kişideki sorunları, rahatsızlıkları görmeye hissetmeye başladım. Ofiste kendi bitkisel ilaç işimi yaparken; ziyarete gelenlere, tanıdıklarıma müdehale etmeyi deneyim dedim. İyileşmesini niyet ederek elimi yaklaştırayım dedim. İnsanlar memnun kalınca, çevresine söyledi. Haftada 1-2 kişi bakarken, günde birkaç kişi gelmeye başladı. Kendi ticaretimi yapamaz hale gelince, bitkisel ilaç işini sevdiğim birisine devrettim. Artık insanlara şifaya vesile olmaya niyet ettim.


İlk zamanlar sadece enerji kullanıyorum diyordum. Aldığım bütün enerji eğitimlerindeki farklı enerjileri kullanıyordum. Ama bir de Aziz Hoca’nın verdiği el ile gelen enerji dışında farklı bir şey vücudumdan akıyordu. Ben bunun adına Nur diyorum. Çünkü çalışması enerji ile aynı değil.


Bu arada eğitimler alırken, sanki her enerji eğitimi iyiymiş gibi, ne kadar çok çeşit olursa o kadar iyi olur diye bir çok şifacının eğitimini aldım. İçlerinde şeytani olanlar olduğunu çok geç fark ettim. Mesela Sekhem Enerji uyumlaması gibi. Tamamen çalışması şeytani olan enerjilerin eğitimlerini de almışım. Şeytani demekle neyi kastediyorum kısaca açıklayayım. Vazifesi şifa olmayan başka varlıkların yardımını içeren enerjiler. Mesela Reiki 3 aşamalıdır. 1 ve 2.aşaması şeytani birşey kullanmazken, 3.aşama eğitimi aldığınızda şeytani varlıklar sizin hayatınızın bir parçası haline gelir. Metafizik denilince akla melek, cin, şeytan gelir. Ama bunların haricinde görülmeyen birçok varlık olduğuna bu süreçte şahit oldum. Reiki 3.aşama uyumlaması aldığınızda beyne 1 eklenti gelir, bu sayede beyin o varlıkların frekansında da yayın yapmaya başlar. 3 yıl içinde beyinde 4 kılcal damarın tıkanmasına sebep olur. Zamanla kendimden bu şeytani uyumlamaları kaldırdım. Yani beynim varlıklarla irtibat halinde olmadan saflıkla enerjiyi kullanmalıydı. Yaratılışa ters bir şey ile en üstün şifaya ulaşılamaz.


İlk zamanlar farklı enerjiler ve nur ile şifa çalışmaları yaparken, insanlar çok memnundu. Ama ben memnun değildim. Gelen kişinin 1 şikayetini çözmek 45 dakikamı alıyordu. Sürekli buna dertleniyordum. 45dk süren bir şifa nasıl daha kısa sürede biter. Bana engel olan ne?

Günlerce buna kafa yoruyordum. Süre 30 dakikaya düşünce neden daha kısa değil diyordum. Çünkü şifayı veren Allah’tır. Buna inanıyorum. Allah ol derse olur. Buna da inanıyorum. Naparsam Allah ol der. Buna dertleniyordum. Sadece 1 sorunun çözümü 40-45 dakika olmamalıydı. Allah’ı anladıkça, bunun nasıl olabileceğini kavramaya başladım.


Şimdi çok sayıda sorunu olan kişi geldiğinde 30 dakika içinde bitirmeye çalışıyorum. Çok şükür sonuç da alınıyor. Ama bu beni hala mutlu etmiyor. Eskiden 1 sorun 45 dakikada biterken, şimdi aynı sorunu ve ilaveten onlarca sorunu olan birisini 30 dakikada bitirme hedefi ile hareket ediyorum. Allah ol derse olur. Neden 30 dakika sürüyor. Gelen danışanlarım “aklım almıyor, nasıl düzeldi bu kadar kısa sürede” diyor. Ben ise içimden “hâla süre çok uzun” diyorum…








bottom of page